Vücudun görünmez savaşçısı: Arginin

Arginin: Görünmez bir Savaşçı

Vücutta adeta sağlık devrimi başlatan arginin, kan damarlarını açarak kalbi rahatlatıyor ve bağışıklığı yükseltiyor. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yunus Kayalar, vücutta doğal olarak bulunan argininin pek çok alanda iyileştirici etkiye sahip olduğunu belirtiyor.

Kalp Sağlığı ve Arginin

Arginin, kan damarlarını genişleterek kan akışını artırır ve böylece kalp ve damar sağlığını destekler. Endotel adı verilen hücre tabakasını iyileştirerek damar sertliğini engelleyebilir.

Ciltte Canlılık ve Hızlı İyileşme

Arginin, kan dolaşımını hızlandırarak cildin daha iyi beslenmesini sağlar ve ciltteki hasarların daha hızlı onarılmasını destekler. Cildin elastikiyetini artırarak kırışıklıkları azaltabilir.

Cinsel Fonksiyonları Destekliyor

Argininin kan damarlarını genişletme özelliği, cinsel sağlık sorunlarını iyileştirebilir. Ayrıca mesane fonksiyonlarını da destekleyerek idrar yolu problemlerine iyi gelebilir.

Hormonları Dengeleyip Şekeri Düzenliyor

Arginin büyüme hormonu salınımını artırarak metabolizmayı düzenler. İnsülin direncini azaltarak kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, stres hormone dengesini sağlayarak ruh haline olumlu etki yapabilir.

Kas İskelet Sistemini Onarıyor

Arginin, kas dokusunun onarımı ve iyileşmesine önemli katkı sağlar. Egzersiz sonrası kas iyileşmesini hızlandırabilir ve kas kütlesini artırabilir.

Dikkatli Kullanmak Şart

Doktor kontrolünde kullanılması gereken arginin takviyeleri, özellikle sporcular ve fiziksel aktivite yapanlar tarafından tercih edilmektedir. Hipertansiyon, kalp damar tıkanıklığı olanlar ve bazı hastalıklar için risk oluşturabilir.

Bu Besinler Hayati Önemde

Arginin, kırmızı et, tavuk gibi hayvansal gıdaların yanı sıra mercimek, nohut, fasulye gibi bitkisel kaynaklarda da bulunur. Badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler ve süt ürünleri de arginin içerir.

Related Posts

Diyabet alarmı: Çocuklarda vaka sayısı artışta

Ülkemizde 0-18 yaş grubundaki her 100 bin çocuktan yaklaşık 10-20’sinde Tip 1 diyabet görülüyor. Hastalığın görülme yaşı giderek düştüğünü, okul öncesi dönemde, hatta 1 yaşından küçük bebeklerde bile tanı konulabildiğini belirten Uzm. Dr. Jalilova, “Bu durum, ebeveynlerin ve sağlık çalışanlarının çocuklarda diyabet belirtilerini erken fark etmesinin önemini artırmaktadır” dedi.

“Yangınlarda Solunum Şikayetleri 3 Katına Çıkıyor”

Yangınlarda solunum şikayetleri 3 katına çıkıyor. Uzmanlar yangın sonrası solunum şikayetlerinin arttığına dikkat çekerek alınması gereken önlemleri anlattı. 

Bakanlık açıkladı: 5 milyon kişinin yüzde 35’i fazla kilolu

Sağlık Bakanlığı, ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının altıncı haftası sonunda 4 milyon 923 bin 302 kişinin boy ve kilo ölçümlerinin gerçekleştirildiğini, yaklaşık yüzde 35’inin fazla kilolu ve yüzde 26’sının obez aralığında olduğunu açıkladı.

Ergenlerde madde bağımlılığında aile desteği kritik önem taşıyor

Ergenlik dönemi, kişilerin kimliğini şekillendirdiği, duygusal ve sosyal gelişimin yoğun yaşandığı hassas bir süreç. Bu dönemde yaşanan değişimlerin bazen bağımlılık risklerini de beraberinde getirdiğine dikkat çeken Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül, ailelere erken uyarı işaretlerini dikkate almaları ve çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmaları yönünde çağrıda bulundu.

Her gün acı yiyenler dikkat: Bilimsel olarak kanıtlandı

Acı yiyeceklerin kilo verme üzerindeki potansiyel etkisi, uzmanların ve araştırmacıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nden doktora sonrası araştırmacı Dr. Paige Cunningham’ın Verywell Health’e yaptığı açıklamaya göre, yiyeceklere lezzetini bozmayacak ancak acılık katacak kadar acı biber eklemek, daha az yemek yemenize yol açabilir.

Cam şişelerdeki tehlike açığa çıktı: İşte yıllardır bilmediğimiz gizli gerçek

Fransa Gıda Güvenliği Ajansı’nın yayımladığı yeni araştırmaya göre, cam şişelerdeki içecekler, plastik şişelere kıyasla 5 ila 50 kat daha fazla mikroplastik içeriyor. Araştırma, bu mikroplastiklerin kaynağının cam şişe değil, metal kapaklardaki boyalar olduğuna dikkat çekiyor.